Μεγάλη πρωτοβουλία για την κοινή πάλη και τη διεθνιστική αλληλεγγύη της Στρατευμένης Νεολαίας σε Ελλάδα και Τουρκία του ΔΙΚΤΥΟΥ ΕΛΕΥΘΕΡΩΝ ΦΑΝΤΑΡΩΝ ΣΠΑΡΤΑΚΟΣ
ΚΑΜΙΑ ΕΙΡΗΝΗ ΜΕ ΝΑΤΟ – ΕΕ – Κυβερνήσεις
Türk ve Yunanlı Askerlerin Savaşa , Milliyetçiliğe ve müdahalelere karşı Verdikleri Mücadele Ortaktır.
ΚΑΜΙΑ ΕΙΡΗΝΗ ΜΕ ΝΑΤΟ – ΕΕ – Κυβερνήσεις
Türk ve Yunanlı Askerlerin Savaşa , Milliyetçiliğe ve müdahalelere karşı Verdikleri Mücadele Ortaktır.
HÜKÜMETLERİN, NATO
ve AB nin BARIŞINA HAYIR
Türk ve yunanlı askerlerin savaş karşıtı ortak
açıklaması..
Türk ve Yunanlı Askerlerin Savaşa , Milliyetçiliğe ve müdahalelere karşı Verdikleri Mücadele Ortaktır.
HÜKÜMETLERİN, NATO ve AB nin BARIŞINA HAYIR
Türk ve yunanlı askerlerin savaş karşıtı ortak açıklaması..
Yeni dünya düzenihiç
bir zaman barış getirmedi.
Hiç bir zaman ne bir
denge unsuru oldu nede emperyalistler arası çelişki ve çatışmaları durdurdu.
Kapitalist sistemin
kırizleri geniş bölgelerde olduğu gibi
dünya genelinde de etkili olmaktadır. Savaşları ve “barışları” arasında hiç bir
fark bulunmamaktadır. Her ikiside şiddet ve zulme dayanmaktadır: Öncelikle NATO,
ABD ve AB’nin akıllı bombaları, operasyonları, “barışçıl” ve savaşçı
müdahaleleri sivillere karşı ölüm saçmaktadır. Silah ticareti, saldırgan dış
politikaları, ve izledikleri diplomasi halklar arasında ulusal ve dini temelde
düşmanlıkları körüklemektedir. Bütün bunlar dengeleri değiştiriyor olabilir ama
değişmeyen pazar yasası ve kapitalist kar oranlarıdır.
Değişik seviyede
olsada kapitalist batının kendi içinde de savaşlar sürmektedir. Kaitalistler bu
durumu şöyle açıklamaktadırlar: “Değer taşıyan her şey savaş nedenidir” Modern
savunma konseptinin temeli bu gerçektir. Gelinen noktada sermaye sınıflarının
çıkarları dışında hiç bir görev üstlenmeyen parlamenterizm terör karşıtlığı ile
iç ve dış düşman adı altında temel
özgürlük ve hakları hedefe koymakta,işçi ve emekçilere saldırmakta, toplumsal
hareketlere ve göçmenlere yönelmektedir. Emperial kentlerdeki her direniş ve
sınıf çatışması savaşı andırmaktadır.
Savaşların kontrol
altına alınması çabalarının kendisi bile savaştan başka bir şey değil.
Milyonlarca insanın karşı, karşıya kaldığı azgın saldırılar başka nasıl
açıklanabilir; AB eşkiyalarının, sınırlara ördükleri duvarlar göçmenleri
filtrelerden geçirirken hedeflenen şey göçmenleri ucuz işgücü ordusu olarak
kullanmak ve ölüme götüren gettolaşmayı
sağlamaktır.
Yunan ordusu ve devleti bu savaşın içinde ve
tarafıdır. Siriza –ANEL
hükümeti, terörle savaş adı altında emperyalist planlara dahil olmakta ve
“asimetrik tehditlere” (göçmenler, toplumsal hareketler) başvurarak modern
savunma konseptinin parçası durumuına gelmektedir. Trakyada örülen duvar ve AB
ile Türkiye arasında varılan göçmen anlaşmasının uygulanmasını isteyen bu
hükümettir. Aynı zamanda Kıbrıs- İsrail-Mısır arasında kurulan saldırgan
ittifakında savunucusudur.
Yunanistan ve Türkiye
kendi aralarındaki çelişkileri derinleştirerek güneydoğu Akdenize el atmaya
çalışıyorlar. Bütün hu politikalar savaşa kapı aralayan politikalardır. Diğer
yandan işçi ve emekçilerle, gençleri savaş toplarının namlularına sürülecek
kesimler olarak değerlendirmektedirler. İşçi ve emekçilerin mücadelesi
karşısında ise ortaklıklarını güçlendiren birlikler oluşturmayıda unutmuyorlar.
Yunan hükümeti iç savaşa bile yolaçabilecek olan Erdoğan hükümetine, kürt halkına ve sol
harekete karşı olan saldırı politikalarına destek vermektedir. Sonuç olarak hep
birlikte uluslararası örgüt ve kuruluşlar içinde yer alarak tehlikeli
politikaların parçası olmakta sakınca görmemekte ve göçmenlere, işçilere ve
emekçilere karşı, grev ve direnişlere karşı aynı cephe içinde yer
almaktadırlar.
Savaş karşıtı hareket
“daha az saldırgan emperyalist” arama tutumu içine giremez. Yunanistan da,
Türkiye de, İsrail de ve Kıbrıs ta ordu içinde ve dışında gelişen toplumsal
hareket ve direnişleri her anlamda desteklemek zorundadır. Askerler Hot spot ile ilgili bütün girişimlere karşıdır ve ordunun
oynadığı rollere ve savaş politikalarına karşı mücadele etmektedirler.
İşçi hareketi
silahlanmaya ve askerler üzerindeki emek sömürüsüne karşıda mücadele etmek
zorundadır. NATO ve Avrupa Ordusu’na karşı, Balkanlar da, Orta Doğu da, Kuzey
Afrika da ve dünyanın her yerinde ortak mücadele hareketi oluşturulmalıdır. Hiç
bir işçi toplama kamplarında çalışmamalı ve modern “Makroniso’lara” hizmet
sunmamalıdır.
İşçi ve emekçiler sadece “kendi çıkarlarımız için savaşırız” demelidirler. Kapitalizm ulus,
din ve cins gözetmeksizin barbarlığını dayatmakta, geleceğimizi karartmaktadır.
Önümüzdeki direnişlerde ya hep beraber olacak ortak
düşmana karşı birlikte mücadele edeceğiz
yada ezilenler olarak karşı karşıya geleceğiz.
NATO-AB- Oligarşi için savaşmayacağız.
Göçmen ve lticacılar üzerindeki baskılara son.
Toplama kamplarına ve hot-spot’lara hayır.
Türkiye ve Yunanistan da ordu içinde ve dışında
kitlesel direnişlere..
SPARTAKÜS ÖZGÜR ASKERLER AĞI
Κοινός Αγώνας Ελλήνων και Τούρκων Φαντάρων ενάντια στον εθνικισμό, τον πόλεμο και τις επεμβάσεις
Μεγάλη πρωτοβουλία για την κοινή πάλη και τη διεθνιστική αλληλεγγύη της Στρατευμένης Νεολαίας του ΔΙΚΤΥΟΥ ΕΛΕΥΘΕΡΩΝ ΦΑΝΤΑΡΩΝ ΣΠΑΡΤΑΚΟΣ
Δεν υπάρχουν σχόλια:
Δημοσίευση σχολίου